''Türkiye'nin son 100 yılı ile cebelleşiyoruz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan,
''Türkiye'nin son 100 yılı ile cebelleşiyoruz.
O 100 yılla hesaplaşarak bir şeyler kuracağız'' dedi
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) davetlisi olarak Almanya'nın Hamburg kentine gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, "Türkiye'nin Değişim Süreci" başlıklı bir konferans verdi.
Arcotel Rubin Oteli konferans salonunda gerçekleştirilen konferansa Hamburg Başkonsolosu Fatih Ak'ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve vatandaşlar katıldı.
Mahçupyan, konuşmasında bugünkü Türkiye'de son 10-15 yılda yaşanan değişim sürecini anlayabilmek için daha gerilere bakmanın önemli olduğunu vurguladı.
AK Parti'nin tüm eleştirilere rağmen 9 seçimi kazanmasının normal bir siyaset serencamı olmadığını söyleyen Mahçupyan, AK Parti'nin Türkiye'nin gözükmeyen sosyolojisinin ürettiğini ifade etti.
Türkiye'de son 10-12 yılda Müslüman cemaat yapısı ve dindarlık anlayışının önemli değişimler geçirdiğini ve geçirmekte olduğunu vurgulayan Mahçupyan, "Eskiden, adalet anlamına gelen şeriatı isteyenlerin oranı daha fazlayken bugün şeriat isteyenlerin oranı yüzde 1'lerde kalıyor ve bu AK Parti'nin başarısıdır. Şeriat isteyenlerin azalması, adalet isteğinin azaldığını, insanların kendilerini realize edebildiğini gösteriyor" dedi.
Kendisini dindar olarak adlandıranların sayılarının arttığını söyleyen Mahçupyan, "Ancak dindarlık anlamının yelpazesi genişliyor ve kişiselleşiyor. Herkesin kendi anlayışına, meşrebine, bakış açısına özgü bir dindarlık anlayışı oluştu. İnsanlar kişisel tercihlerine, tutumlarına ve zihniyetlerine göre bir dindarlık benimsiyorlar. Kendilerine göre bir din anlayışı olması onları rahatlatıyor" şeklinde konuştu.
Mahçupyan, "Türkiye'de dindarlık giderek davetkar hale geliyor. Şimdilik kendi anlayışına göre dindarlığı yaşayanların oranı yüzde 10 olabilir ama muhtemelen ilerde yüzde 30 ve daha fazla olacak. AK Parti bu potansiyele sahip çıktığı için sürekli oyları artıyor" dedi.
AK Parti'nin değişimi tek başına yüklendiği sürece Türkiye'deki gerilim ve kavgaların bitmeyeceğini söyleyen Mahçupyan, "Son 10 yıl içinde AK Parti, CHP ile birlikte bir şeyler yapmak için değişik konjonktürlerde çok kez el uzattı ama CHP hep reddetti. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti laik, milliyetçi bir cumhuriyet olarak kuruldu, katı bir laiklikten geliyoruz. AK Parti, İslami duyarlılığa sahip, taşradan gelen bir parti ve bundan ötürü devlet nezdinde hiçbir zaman tam olarak meşruiyetini garanti etmiş bir parti değil. O yüzden de AK Parti her zaman CHP ile bir şeyler yapmayı tercih eder" şeklinde konuştu.
Bu reddedişin sosyolojik boyutuna dikkat çeken Mahçupyan, "Nasıl AK Parti'de büyük değişim yaşandıysa aynı süreçte CHP'nin tabanı olan laik kesimde de tam aksine bir içe kapanma yaşanıyor.
Aslında laik kesim demokratlığı keşfetti, içinden bir grup insan daha global diyeceğimiz bir yere kaydı. Fakat CHP içinde büyük bir kesim AK Parti iktidarının kalıcılığını gördüğü andan itibaren bir yenilgi hissi duydu ve bu yenilgiyle hala baş edebilmiş değil" ifadelerini kullandı.
Yaşanan tüm bu kavgaların Türkiye'nin hala demokrasiden uzak olduğunun kanıtı olduğunu söyleyen Mahçupyan, "Türkiye hiç bir zaman bir demokrasi değildi, şimdi de hala değil. Biz kendimize iltifat edebiliriz ama parlamento, partiler ve seçimin ötesinde bir şey yok. Zihniyet olarak biz henüz orada değiliz. Şu anda da sadece demokratikleşiyoruz. Bu demokratikleşme süreci eğer birden fazla aktörü, kişiyi aynı zeminde buluşturabilirse o zaman bir demokrasi yaratma şansını bize getirebilecek" şeklinde konuştu.
Sadece AK Parti'nin değil, hangi parti olursa olsun kendi başına bu değişikliği hayata tam anlamıyla geçirmekte yetersiz kalacağını vurgulayan Mahçupyan,
"Çünkü sıradan bir problemle cebelleşmiyoruz, Türkiye'nin son 100 yılı ile cebelleşiyoruz.
O 100 yılla hesaplaşarak bir şeyler kuracağız.
Tek bir kimliğin, sadece İslami kesimin gelip bunları yapma şansı yok.
Ötekiyle konuşarak anlaşarak, ortaya çıkarılabilecek bir sonuç.
Son dönemde umarım AK Parti de bu idrakle hareket edecektir" dedi.
Türkiye'de son dönemlerde yaşanan olaylar ve çatışmalarda provokasyon olup olmadığı sorusunu cevaplayan Mahçupyan, bu noktada Türkiye'deki basını eleştirdi.
"Türkiye'deki medya en zayıf ahlaklı kesim" diyen Mahçupyan, "Medya, Türkiye' deki bu durumları malzeme olarak kullanıyor.
Sanki
'kavga isteyen okuyucu kitlesi var, biz onları nasıl doyururuz'
şeklinde hareket ediyorlar.
Fakat Türk toplumu, görünenden daha sağlıklı olduğu için bu yaklaşımlar nedeniyle gazetelerin okunma oranı da giderek düşüyor"
şeklinde konuştu.
AA