YeniAnayasa

YeniAnayasa

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Fail tespit edildi ve inşallah yakalanacak O zaman bizi böyle fütursuzca suçlayanlar özür dileyecekler mi? 20 Mayıs 2015 YOZGAT


"Bizi suçlayanlar özür dileyecek mi?"

  20 Mayıs 2015 YOZGAT
 

Başbakan Davutoğlu, HDP binalarına yapılan saldırıya ilişkin, 

"Fail tespit edildi ve inşallah yakalanacak. 

O zaman bizi böyle fütursuzca suçlayanlar özür dileyecekler mi?" 

dedi.

Çorum Mitingi konuşması / 20 Mayıs AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu
 
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Buradan Sayın Bahçeli'ye bir mesaj gönderelim hep beraber, milli birliği savunmak İç Anadolu'da değil, Türkiye'nin her yerinde savunmaktır. Milli birliği savunmak dünya Türklerine, Müslümanlarına sahip çıkmak, Orta Asya'da Orhun Anıtları'nı yapmaktır, Budapeşte'de Gülbaba'yı yapmaktır" dedi.
Davutoğlu, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen AK Parti mitingindeki konuşmasına Yozgatlıları selamlayarak başladı.


Arif Nihat Asya'nın şiirine atıfta bulunarak, 

"Ey güler yüzlü şehir, bildim adın Yozgatmış, bir pirin duasıyla halk oyuna oy katmış" 

ifadelerini kullanan Davutoğlu, bu sırada, 


"Dik dur eğilme, Yozgat seninle" sloganı üzerine "Biz sizinle her zaman dik duracağız, elif gibi" şeklinde konuştu.

Siyasette Anadolu'dan ilham aldıklarını ve milli iradeyle yürüdüklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bakınız bu 49. mitingimiz. 
Türkiye'nin doğusuna, batısına gidiyoruz, Ağrı Dağı'nın eteğine gidiyoruz, Erzurum Yaylası'na gidiyoruz, Ilgaz Dağı'nın eteğine gidiyoruz, şimdi de Bozok Yaylası'na. Liderlerin seçim takvimini takip edin. Bizim gibi Anadolu'nun, Trakya'nın, Türkiye'nin her köşesine giden başka lider, başka parti var mı? Ak bayrağı dalgalandıran var mı? Buradan Sayın Bahçeli'ye bir mesaj gönderelim hep beraber, milli birliği savunmak İç Anadolu'da değil, Türkiye'nin her yerinde savunmaktır. Milli birliği savunmak dünya Türklerine, Müslümanlarına sahip çıkmak, Orta Asya'da Orhun Anıtları'nı yapmaktır, Budapeşte'de Gülbaba'yı yapmaktır. Ey Yozgat, Bozok Yaylası'nın yiğitleri bu al bayrağı dünyanın her yerinde dalgalandırdığımıza şahit misiniz? Bahçeli, bundan bir müddet önce dedi ki 

'Doğu'da mele Ahmet, Batı'da yörük Ahmet'. 

Eksik söylemiş dedim. Bir yerde Türkmen, yörük Ahmet, Erzurum'da dadaş Ahmet, Sivas'ta yiğido Ahmet, Elazığ'da Gakkoş Ahmet, Aydın'da efe Ahmet, burada sizlerle bozok Ahmet'im. Biz nereye gidersek oradanız. Yüreğimizdeki muhabbet o kadar büyükki her vatandaşımızı alır. Bizim dinimizde, bizim örfümüzde kimseyi dışlamak yoktur."
Davutoğlu, 

"2002'de hasta adam gibi görülen Türkiye'yi kudretli hale getirdiklerini ve bunu siyasi ahlakla yaptıklarını" vurguladı.
Bazı kesimlerin AK Parti'de ihtilaf beklentisi içinde olduğunu, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından görevin Recep Tayyip Erdoğan'a, başbakanlığın da kendisine devredildiğini anımsattı. Davutoğlu, AK Parti'nin 3 başbakan, 2 cumhurbaşkanı, 4 meclis başkanı çıkardığını, hiçbirinde de ihtilaf yaşanmadığını söyledi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 3 dönem görev yaptığına, tekrar milletvekili adayı olmamalarına rağmen hep beraber çalışmaya devam ettiklerine işaret eden Davutoğlu, AK Parti teşkilatında vedanın değil, vefanın egemen olduğunu kaydetti.
AK Parti'nin girdiği bütün seçimleri kazandığına dikkati çeken Davutoğlu, "Kazananlar, o kadronun öncüleri, Cemil Bey (Çiçek), Bekir Bey (Bozdağ) gibi gerektiğinde bir dönem ara verebiliyorlar ama 12 seçim kaybeden Bahçeli, hala 'Seçimi kaybedersem bırakırım' diyemiyor" diye konuştu.
Alandakilerin yuhalaması üzerine "yuhalamayın" uyarısında bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu, kaç seçim kaybetti hala 'Bırakırım' demiyor. Meydan okudum, Bozok Yaylası'ndan yine meydan okuyorum, eğer biz seçimi kazanamazsak, birinci parti olamazsak ben görevimi bir arkadaşa devredeceğim ama onlar devredecekler mi? Çünkü onlar hizmet, dava meraklısı değil, koltuk meraklısı. Oturdukları koltuk da iktidar koltuğu değil, muhalefetin genel başkanlığı, genel müdürlük koltuğu. Düşünün orası bile o kadar sıcak geliyor ki terk etmiyor, bunlara bir iktidar imkanı verilse hiç bırakmamaya kalkarlar ama bu millet bu koltuk meraklılarına iktidarı verir mi?"
Başbakan ile Gündem Özel / 19 Mayıs AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu 
"Bu mudur milliyetçilik" 
Başbakan Davutoğlu, 
"Hayır" 
yanıtı alması üzerine, alandakilerden 2002 yılını, "milliyetçilik nutku atan"
 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemi hatırlamalarını istedi. Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Hatırlayın, Türkiye IMF'ye muhtaç haldeydi. Biz, bu onurlu millet, Bozok Yaylası'nın yiğitlerinin temsilcileri, IMF'den borç istiyordu. 
 Peki IMF'ye borç defterini kim kapattı? Milli itibarımızı kim geri kazandı? Bunların döneminde bir tek kurşun almak için, mühimmat almak için, piyade tüfeği bile almak için, tank almak için başka ülkelere muhtaçtık, bu mudur milliyetçilik? Şu anda kendi tankını yapan Türkiye'yi kim kurdu? İki hafta önce Bitlis ile Muş arasında Atak helikopterleri bize eskortluk yaptı. Eğer gökyüzünde olmasaydım şükür secdesine varacaktım. İnince dua ve niyaz ettim. Sağ kanadımda Türk yapımı Atak helikopteri, sol kanadımda Türk yapımı Atak helikopteri, bize eskortluk ediyor. Dedim ki 'Ya Rabbi, bizi bir daha değil namerde merde dahi muhtaç eyleme'. 
Bizi muhtaç edenler utansın.
 O üçlü koalisyon döneminde bizi IMF memuruna muhtaç edenler utansın. Bahçeli ve o gün iktidarda olanlar ne zaman dik durdular da şimdi milli birliği savunuyorlar."

"Dörtlü çete"

28 Şubat döneminde başörtüsü yasağının geldiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, "Zulüm diz boyuydu. Başörtüleri çekilip alınıyordu. İktidarda kim vardı? Sayın Bahçeli vardı. 28 Şubat'ın hükümetini onlar kurdu" diye konuştu.
1999'daki seçimlerde başörtülü olarak seçilen bir milletvekiline 'Başörtüsünü aç Meclis'e öyle git' denildiğini anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Her baskıya boyun eğenden milli iktidar olur mu? O zamanın 28 Şubat cuntacıları 'milletvekilinin başını açacaksın' der, Bahçeli açtırır. Şimdi inşallah başörtülü ve başı açık bütün Türk kadınları omuz omuza yeni Türkiye'de TBMM'ye yürüyorlar mı?  Herhangi birisi bu onurlu kadınlarımıza 'Başını açın da öyle gelin' diyebiliyor mu? Herhangi birisi, o zamanın başbakanı gibi 'Dışarı, dışarı' diye tempo tutabilir mi? Niye? Çünkü iktidarda Bozok yiğitlerinin desteklediği AK Parti var."
Başbakan Davutoğlu, alandakilerden muhalefet partisi liderlerine bazı sorular sormalarını da isteyerek, şunları kaydetti:
"Buraya gelirlerse bir sorun, deyin ki 'Sizin zamanınızda niye biz dışarıdan tank almaya muhtaçtık? Niye gemilerimizi yapamıyorduk, niye başka ülkelere el açıyorduk' diye sorun. Şimdi yine hepsi beraber olmuşlar eski Türkiye'yi yeniden kurmak istiyorlar. Adlarına da ben artık 'ETP' diyorum, eski Türkiye partisi. Üç parti bir de paralel çete, dörtlü çete. Bunların hepsi dikkat edin aynı dili kullanıyor. Bize karşı kahramanlık taslayan Bahçeli, HDP Eş Başkanı, 'Kudüs, Yahudiler'in mekanıdır' dediğinde, 'çıt' diye sesi çıkmıyor, susuyor. Söyleyin de Bozoklar, 'Yahudiler'in Kutsal mekanı Kudüs'tür' diyene ders verecek miyiz? 'Mescid-i Aksa bizimdir' diyecek miyiz? 'Mescid-i Aksa bize Hazreti Ömer'in, Yavuz Sultan Selim'in, Sultan Abdülhamit Han'ın  emanetidir' diyecek miyiz? Bu tarih bilmezlere haddini bildirecek miyiz? Böyle konuşanlar karşısında susan, sonra da milliyetçilik taslayanlara da haddini bildirecek miyiz? Geliyoruz beri tarafta Kılıçdaroğlu denilen başka bir gafil der ki bu topraklarda asaletin, misafirperveliğin ve Tanrı misafiri kavramının savunucusu yiğitlerin huzurunda, Türkiye'de diyor ki 'Esed'in zulmünden kaçan yetimleri, mazlumları, yalnız kalmış hanımları, Suriyeliler'i Esed'in zulmüne geri vereceğiz' diyor. Yani ecdadın, bu Bozok yaylasındaki Türkmen obalarının devamı olan ve ecdat, 'Ey obalar gidin de hac yolunu bekleyin' diyen, Yörük obalarına, Bozok yaylasından, Anadolu'dan giden ve şimdi Suriye sınırları içinde kalan Türkmen boylarının mazlumlarını 'Esed'e geri vereceğiz' diyor."
Alandakilere "Verir miyiz" diye soran ve "Hayır" karşılığının alan Başbakan Davutoğlu, "Peki Bahçeli niye susuyor? Niye Kılıçdaroğlu'na dönüp de 'Ben Türkmenleri vermem' diye haykırmıyor? İşte ben haykırıyorum, Allah şahit olsun bize sığınan bir tek mazlumu hangi milletten, hangi etnik kökenden, hangi dinden, mezhepten olursa olsun evimize giren bir tek mazlumu dahi zalime teslim etmedik, etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.