YeniAnayasa

YeniAnayasa

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Öğrencilerin yönettiği okulun kurucusu Neil: “Ruh hastası bir başbakan yerine mutlu bir çöpçü yetiştirmeyi yeğlerim”

Öğrencilerin yönettiği okulun kurucusu Neil: “Ruh hastası bir başbakan yerine mutlu bir çöpçü yetiştirmeyi yeğlerim” | euronews, learning world





Öğrencilerin okullarının yönetiminde söz sahibi olması düşüncesi pek çok kişiye kaos çağrışımı yapıyor olabilir.

Ama gittikçe daha fazla sayıda insan, öğrencilerin karar alma
süreçlerinde söz sahibi olmasının doğru olabileceğini düşünüyor. Bazı
okullarda bu düşünce uygulanıyor.




Okuldaki öğretmenlerini öğrencilerin seçme şansınız olsaydı, hangi
şartları arardılar? Avustralya’da Nossal Lisesi öğrencileri belli ki bu
konuda epey kafa yormuşlar.




Avustralya’da bazı okullarda öğrencilerden oluşan bir heyet,
öğretmen alımlarında yapılan görüşmelere katılıyorlar. Bu yeni yöntem,
öğrencilerin gelecekteki öğretmenlerinin seçilmesinde önemli ve farklı
bir perspektifle söz hakkı olmasını sağlıyor.




Melbourne yakınlarındaki Nossal Lisesi, öğrenci heyetlerinin söz sahibi olduğu az sayıdaki okuldan biri.

Öğrencilerden Roshan, uygulama sayesinde, ergenlere yaklaşımın negatif
olduğu diğer okullardakinin tersine kendi liselerinde yetişkinler gibi
muamele gördüklerini söylüyor.




Bu fikir, okul müdürü Roger Page tarafından, kendisine devlet
okulları için bir plan hazırlaması görevi verilince ortaya atılmış.
Öğrencilerin daha fazla söz hakkına sahip olması zaten müdürün de en
önemli hedeflerinden biriymiş.




Öğrenciler, aday öğretmenlerle yapılan mülakatlarda söz sahibi



Roger Page, Müdür, Nossal Lisesi: “Eğitim camiasında bu fikrin güçlü
bir savunucuydum. Çünkü, öğrencilerin çok özgün fikirleri olduğunu
görüyordum. Zaman geldi, öğrencileri bu aday öğretmenlerle yapılan
mülakatlarda söz sahibi yapalım dedik. Gönüllü olan var mı diye sorduk,
okulun yarısı evet dedi. Bu fikri çok beğendiler. Seçici Kurul sadece
öğrencilerden oluşmuyor. Nihai kararı müdürler veriyor. Bir grup
çalışması sonunda, birlikte karar veriyoruz.”




Cherry Chan, 12 yaşında ve çok açık biçimde uygulamanın faydasını,
bunun, okulunu nasıl özel hale getirdiğini görüyor: “Sınıfta öğretmenle
başbaşa kalacak olanlar, öğrenciler. Diğer öğretmenler değil.
Öğrencilerin tam olarak ne istediklerini söyleyebilmeleri ve öğretmenle
iyi bir diyaloğun önemini dillendirmeleri çok önemli.”




Elbette öğrenciler sürece çok hassas bir şekilde dahil edilmeli. Bu
yüzden onlara, gelecekteki öğretmenlerinin seçiminin profesyonellik,
mahremiyet ve adil olmakla ilgili boyutları hakkında eğitim veriliyor.




Bu arada Avustralya
Eğitim Sendikası’nın, öğrencilerin gerekli uzmanlığa ve deneyime sahip
olmaması ile ilgili bir eleştirisi var. Fakat çoğunlukla bu düşünceyi
alkışlamaktan geri kalmıyorlar. Pek çok eğitim uzmanı, bu girişimi,
sonuç olarak faydalı buluyor.




İki öğrenciyle mülakata girdim, nasıl bir öğretmen aradıklarını çok iyi biliyorlardı



Öğrenci heyeti tarafından seçilen müzik öğretmeni Julia Stoppa,
öğrencilerin ne istediklerini onlardan daha iyi anlayacak bir merciin
olamayacağı görüşünde.




Julia Stoppa, Müzik Öğretmeni, Nossal Lisesi: “İki öğrenci ile
mülakata girdim. Haklarının gayet farkında görünüyorlardı. İkisi de üst
devre sınıflarında müzik dersi almışlardı. Ne istediklerini, hangi
cevapları beklediklerini çok iyi biliyorlardı.”




Portekiz’de bir üniversitede, öğrenciler ölçme değerlendirme heyetinde yer alıyorlar. Öğretmenlerine not veriyorlar.

Öğretmenlerle öğrenciler rolleri değişiyorlar. Üniversitede, öğrencilerin farklı “iyi öğretmen” tanımları var.




Porto Üniversitesi’nde öğrenciler öğretmenlerine not veriyorlar



Antonio Antunes:“Öğretmen öncelikle aynı konuyu farklı yaklaşımlarla
açıklayabilmeli. Farklı eğitimlerden gelen, değişik bakış açılarına
sahip öğrencilere değişik yöntemlerle ulaşabilmeli.”




Tania Carvalho:“Bence iyi öğretmen, hem iletişm kurulması çok kolay
hem de disiplinli olandır. Bunlar iyi bir öğretmen için temel şartlar.”




Miguel Botelho:“İyi bir öğretmen adaletli olmalı ve sınıfta gözdesi öğrenciler olmamalı.”



Sekiz yıl önce Porto Üniversitesi’nin bir çalışmasında öğrenciler
öğretmenlerine not verdiler. Matematik öğretmenleri Sofia Castro Gothen
ve Paulo Beleza bu çalışmada öğrencilerinden en iyi puanları aldılar.




Onların bu başarısı, Porto Üniversitesi 2014-2015 Eğitimde Mükemmellik Ödülleri’ni dağıtanların da dikkatinden kaçmadı.



Paulo Beleza Vasconcelos:“Anketlerdeki değerlendirmelerde sürekli
iyi sonuçlar alıyoruz. Öğrenciler son üç yılda uyguladığımız stratejinin
farkına varmada çok başarılılar.”




Sofia Castro Gothen:“Buna değerlendirme anketi dememek lazım.
Pedagojik bir araştırma. Öğrencilerine nasıl yaklaşacağına kafa yoran,
onlarla diyalog kurmayı önemseyen öğretmenler için çok faydalı bir
düşünce araştırması.”




Öğrenciler öğrenme sürecine, öğretmen -öğrenci ilişkisine,
öğretmenin katkısına not veriyor. Dahası, öğrencilerin sınıfta
bağımsızlıklarının ne kadar teşvik edildiğini de değerlendirebiliyorlar.
Eğer bir öğretmenin anket sonucundaki puanı bir yıl boyunca ekside
seyrediyorsa, bu durum Değerlendirme Kurulu’nda görüşülüyor.




Rektör yardımcısı, 2007 yılında başlatılan bu anket uygulamalarına
öğretmenlerden önemli bir direnç görmediklerini söylüyor. Ona göre bu
çok başarılı bir uygulama.




Pedro Teixeira, Porto Üniversitesi Rektör Yardımcısı:“Çok sayıda
öğretmenin yıl boyunca yapılan anketler süresince, puanlarını önemli
oranda iyileştirdiklerini gördük. Zamanında öğrencilerle iyi ilişki
kuramayan bazı öğretmenler bugün mesafe katettiler ve çok iyi bir
noktaya geldiler.”




Stephane Azevedo, üniversitenin, anket sonuçlarını yorumlayan Eğitim
Modeli Koordinasyon Kurulu’na üye bir öğrencisi. Fakat, bir öğrenci
olarak o da ankete katılıyor.




Stephane Azevedo:“Bir öğretmen, bağımsız çalışmamda beni gerektiği
kadar desteklemedi. Ben de anket çalışmasında ona düşük puan verdim. Bu
anket sonucu, umarım, onun için uyarıcı olur ve önümüzdeki ders yılında
öğrencilerin bağımsızlığı için daha cesaretli davranır.”




Tüm bunlara rağmen üniversitenin verilerine göre, internetten
yapılan ankete öğrencilerin katılma oranı geçtiğimiz sömestrde yüzde 30
civarında kaldı. Pek çok öğrenci, hala, düşüncelerinin nasıl olsa
önemsenmeyeceğini düşünüyor.




Şimdi de dünyadaki en eski çocuk demokrasisi olarak tanımlanan bir
okula gidiyoruz. Okulun, şimdi veli olan eski bir öğrencisi seçmeli
sınıflar ve öğrencilerin koyduğu kurallardan bahsediyor.




Summerhill Okulu’nda dersler zorunlu değil, kuralları öğrenciler koyuyor



İngiltere’de Summerhill, dünyanın en fazla konuşulan okulu. Orada hala öğrencilerin iktidarı var.

Bu görüntüler 1985 yılında okulun eski bir öğrencisi Quincy Russell
tarafından çekildi. Öğrencilerin bugün de hala radikal bir yaklaşım
olarak görülen eğitim sistemindeki deneyimlerini gösteriyor. Dersler
seçmeli ve kuralları öğrenciler belirliyor.




Russell şimdi Fransa’da, Jake and Mailys isimlerinde, Summerhills’de
okumuş iki çocuğu ile yaşıyor. Denizaşırı bir ülkeye çocuklarını
göndermenin ne kadar zor olduğunu itiraf etse de Summerhill’de
kazandıkları tecrübenin ne denli önemli olduğunu inkar etmiyor.



Quincy Russell: “Onları nereye gönderdiğimin farkındaydım. Ne
yapacaklarını biliyordum. Ben o deneyimi yaşamıştım ve kendime, ‘Sen
nasıl olur da onları bu harika, sevgi dolu ve güvenli eğitim
olanağından, oradaki topluluktan mahrum bırakabilirsin’ diye sordum.”




Summerhill’de öğrenciler 6 ile 18 yaşları arasında. Yaratıcı
sanatlar diğer derslerle aynı statüde. Mailys ve Jake Quincy, derslerin
seçmeli olmasının kendilerine nasıl öğrenme aşkı kazandırdığını
hatırlıyorlar.




Ruh hastası bir başbakan yetiştireceğime, mutlu bir çöpçü yetiştirmeyi yeğlerim



Summerhill’in bir diğer sıradışı özelliği demokratik prensipleri ve öğrencilerle öğretmenlerin eşit muamele görmesi.

Kararların alındığı haftalık toplantılarda öğrencilerle öğretmenlerin oyu aynı ağırlıkta.




Mailys Russell:“Summerhill’de yetişkin ve öğrenciler arasında bir fark yok. Tamamen aynıyız. Arkadaş gibi.

Herkese aynı düzeyde saygı göstermelisiniz. Bir öğretmene de başka bir
öğrenciye de bağırmanız aynı şey. Toplantılarda aynı haklara sahipler.
Heryerde eşitler.”




Demokratik ilkeleri Summerhille’i tanımlıyor. Ama öğrencilere de öğrenme odaklı bir yaklaşımı benimsetiyorlar.

Okul, buna rağmen kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Geçirdiği son
soruşturmada, okulda kullanılan yöntemler, manevi ve ahlaki değerlerin
öğretilmesi açısından olağan dışı bulundu.




Jake Russell:“Hangi ülke nereye girmiş, hangi büyük savaşta ne olmuş. Bunları öğrenmedim.

Ama doğru seçimler yapmayı, işimi iyi yapmayı, istediğimi yapmayı, kendimi dinlemeyi, ne istediğimi bulmayı öğrendim.”




İnsanın hayatta kendi yolunu kendisinin çizmesi, Summerhill’in
kurucusu Alexander Neill için en önemli prensip. Bir keresinde,
“Summerhill’in, ruh hastası bir başbakan yerine, mutlu bir çöpçü
yetiştirmesini yeğlerim.” demişti.




Programın sonuna geldik. Öğrencilerin eğitimleri ile kararlarda söz sahibi olmaları konusunda ne düşünüyorsunuz.

Sosyal medya sayfalarımızdan görüşlerimizi bize yazabilirsiniz.